Aşağıda okuyacağınız yazıyı sizlerle paylaşmak isterken birkaç cümle eklemek istiyorum..
Bir Yaratıcı Drama Eğitmeni olarak, atölyemizde Yaratıcı Dramaya çokça yer veriyoruz. Ebeveynlerimizle de dönem dönem Yaratıcı Drama Atölyeleri yapıyoruz ve çok keyif alıyoruz:) Bence okullardaki derslerin çoğunda yöntem olarak yaratıcı drama kullanılmalı işte o zaman okul çok daha keyifli olacaktır çocuklar için..
Günümüz eğitim sistemi içerisinde, son dönemde adını sıkça duyduğumuz bir ders ve yöntemdir yaratıcı drama. Çocukların çok sevdiği, ailelerin ve öğretmenlerin merak duyduğu bu alan ülkemizde özellikle 1980’li yıllarda ivme kazanmıştır. Prof. Dr. İnci San ve tiyatro sanatçısı Tamer Levent’le başlayan çalışmalar, uluslararası seminer ve toplantılarla gelişmiş ve nihayet Çağdaş Drama Derneği’nin kurulmasıyla ete kemiğe bürünerek günümüz popülaritesine kavuşmuştur.
Peki, nedir yaratıcı dramayı bu kadar özel kılan noktalar? Bu soruya birkaç açıdan cevap vermeye çalışalım. Öncelikle “iyi” bir lider/eğitmenden söz etmek gerek. Sınıf yönetiminin sağlanması, kullandığı dilin özenli ve samimi olması, uyguladığı programın/etkinliklerin/çalışmaların uygulanacağı grubun/öğrencinin seviyesine uygunluğunu bilmesi “iyi” kavramını ilk karşılayan özelliklerdir diyebiliriz.
Yaratıcı drama dersleri, bilindik ders ortamlarında gerçekleştirilmesi güç bir ders/yöntemdir. Sıraların olmadığı, çocukların bedenlerini daha net ve sağlıklı kullanabildiği ortamlarda sınıf yönetimi, bir eğitimci için daha da zorlaşmaktadır. Ayrıca lider/eğitimci tarafından kullanılan dil de içten olmalıdır, unutulmamalıdır ki alternatif bir ders ve yöntem olan yaratıcı drama lideri veya eğitmeninin klasik bir öğretmenden farkı olmalıdır. Süreç içinde kurulan iletişim dili, bu farkların en önemlilerinin başında gelmektedir. Lider/eğitimci tarafından zorlamaya ve baskılamaya yönelik sözcükler ve davranışlar, bireyin yaratıcılığını, kendiliğindenliğini ve öğrenme sürecini baltalamaktadır.
Yaratıcı drama lideri/eğitmeni açısından açmamız gereken bir önemli nokta ise programın hangi yaş grubuna uygulanacağının yine lider/eğitmen tarafından net olarak cevaplandırılmasıdır. Özellikle bu süreç ülkemizde yapılan çalışmalarda üzerinde durulmayan bir noktadır. Planlanan her oyun, etkinlik, rol oynama ve doğaçlamaçalışmaları her yaş grubu için geçerliliği olan çalışmalar değildir. Çocukların, fiziksel ve zihinsel açıdan, planlanan çalışmaların yapılabilirliği yine liderin gelişim psikolojisini ne kadar bildiği ile doğrudan alakalıdır. Kendi yaşantısında oynadığı veya canlandırdığı durumlardan keyif aldığı veya etkilendiği için aynı çalışmaları küçük yaş grubuna uygulayan bir çok yaratıcı drama lideri/eğitmeninin var olduğunu biliyoruz çünkü!!! Yukarıda belirtilen özel noktaları bilen ve bu durumlara hassas yaklaşan lider/eğitmenler yaratıcı dramanın kazanımlarına bir adım daha yaklaşabilen eğitimcilerdir.
Yazının başlığından da anlaşılmak üzere yaratıcı dramanın birçok ve önemli kazanımları vardır. Demokratik tutum ve davranış geliştirme, estetik bir yaşam biçimi oluşturabilme, grupla birlikte hareket edebilme yetisi kazandırma, neden-sonuç ilişkisi kurabilme, yaratıcılığın ve hayal gücü gelişiminin önüne açma, sorgulama ve ifade edebilme olanağı sağlamaya çalışması gibi kazanımları bir çırpıda yazabiliriz. Yinerol oynama ve doğaçlama becerilerine paralel olarak gelişen bireyin kendiliğindenliğinin artması, “duygudaşlık” ve “sempati” kavramları üzerinde bireyi düşündürmesi diğer önemli kazanımlardır diyebiliriz. Bu tip kazanımlar dramayı disiplin/ders ya da yöntem olarak ele aldığımız her ortamda gerçekleşen kazanımlardır. Daha doğru bir ifadeyle bu kazanımların gerçekleşmesi için çabalanan yaratıcı drama süreçleridir. Konu ya da kazanımlar ne olursa olsun, canlandırma aşamasını bilen bir yaratıcı drama lideri/eğitmeni bu kazanımlara hizmet eden bir süreç yaşatmaktadır, çocuklara veya grubuna.
Yaratıcı drama oturumunun her anı her ne kadar bu kazanımlara hizmet etse de özellikle canlandırma aşamasındaki bireysel, ikili ya da gruplu çalışmalar sürecin diğer anlarına göre daha fazla katkı yapmaktadır.
Bu durumu şöyle hayal edebilirsiniz: lider/eğitmen, çocuklardan dörtlü, beşli ya da benzer sayılarda küçük gruplar oluşturur ve onlara canlandırmaları için bir durum ya da kavram verir. O anda çocuklar küçük bir çember oluşturarak bu durumu nasıl oynayabileceklerini tartışırlar. Genellikle şu sorulara cevap verirler; kim, hangi rolleri alacak; ne zaman canlandırmaya girilecek ya da çıkılacak; nasıl bir cümle/ler kurmamız gerekiyor; ne zaman başlayalım ya da ne zaman bitirelim; nasıl sonuçlandıralım gibi… İşte bu süreç (bazen on dakika bazen 5 dakika bazen daha fazla) yaratıcı dramanın kazanımlarına hizmet eden asıl süreçtir. Çünkü birey bu süreçte hayal ediyor, yaratıcılığını geliştiriyor, cümle kurarak kendini ifade ediyor, grupla işbirliği içerisinde hareket edebiliyor ve sonunda da bedenini kullanarak bu kurguyu izleyen gruba –kendi grubuna- aktarmaya çalışıyor. Dolayısıyla bu duruma dikkat eden ve özen gösteren her lider/eğitmenin yaratıcı dramanın kazanımlarına biraz daha fazla yaklaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bunlar, her drama lideri/eğitimcisi ve grubu için söylenebilecek sözler değildir. Çünkü yaratıcı dramayı bilmeyen eğitimciler ve ebeveynler, bu süreci sadece kurallı oyun oynanan ya da belirli bir tiyatro metninin çalışıldığı anlar olarak düşünmektedirler ki bu durum yaratıcı drama alanının kirlenmesine de yol açmaktadır. Bu yazı biraz da bu yanlış uygulamalara dikkat çekilmek üzere yazılmıştır. Yaratıcı drama hakkında bilgi sahibi olmayanlar, belki bu bilgilerle okullarda drama lideri/eğitimcisinin neler yaptığını daha rahat sorgulayabilirler…
Murat Moroğlu
Yaratıcı Drama Eğitmeni/Lideri